Kalbimi heyecanlandıran duygulara esirim
Yabancı ama bir o kadar tanıdık kırılgan
Beklenmeyen misafir kış ortasında açan güneş gibi
Tembihlemiş sersefil hüzün ardına bakmadan
Bildiklerimi unutur ezberini bozar çekinmeden
Sanki yıllardır tanıdık gibi
Nerede saklandığını bilmem istemem
Zamanın içinde kaybolmuşken geriye dönmem
Ilık bir bahar, bir gülüş, tanıdık bir koku
Ev gibi yeni bir bahar.
Keşke
Yazdığı satırları söylediğin sözleri
Geçtiğin yolları ve güldüğün zamanları
Ayırt etmem senden olan anıları senli zamanları
Kimi zaman ağladığında bilseydin
Güneşsiz günleri sabahın unutturan geceleri
Sana benzeyen onlarca şiir şarkıyı kitapları
Okuduğum dinlediğim belki seni bulurum diye
Heba ettiğim zamanları bilseydin.
Senden
Zamansız gidenler
Hiç tanımamışcasına veda edenler
Güneş gittiği vakit ardına baktıranlar
Adım izlerinin yanında bir çuval anı
Yaşanmamış, kocasına ardında bırakırlar
Soğuk bir vidanın hiçe saydığı
Zamansız gülüşler
Bir ömüre bedel senden bana kalan
Tüm günler geceler
Güz
Hazan vakti gelen güz gibi
Soğuk, silikon, rüzgarlar gibi
Omuzlarımda, yorgunluğunu hırkadır
Bahara veda eden güz gibi
Zamana esir bir tutsak misali
Acımasız serin hazan vakti
Kelimeler savrulan yapraklara özenir
Bahara veda eden güz gibi
Yıllarca saklanmış, en sonunda yorulmuş
Omuzları önüne eğik rüyaları serin
Zamanın ötesine gidememiş, becerisinde kalmış
Yanına aldığı yabancı renksizi bırakmış
Bahara veda edem güz misali
Zamansız
Ellerinde süpürgeler, poşetler
Onca hüzün acı keder
Nereye sığar hangi halının altını?
Geçen uykusuz gecelerden geride
Hangi güneş doğar bu kalbe?
Vakit geldiğinde çekinmeden fani dünyadan
Ellerin bomboş, gözlerin kuru.
Gideceksin, öncesinde hazin bir gecede.
Berra İlknur Akıncı