”Bilgiye ulaşmak için, her gün bir şeyler ekleyin. Bilgeliğe ulaşmak için, her gün bir şeylerden kurtulun. / Lao Tzu”
Lao Tzu, bu cümleyi kurarken çok önemli bir noktaya değinmiş. Bu yüzden bugün sizinle bu söz üzerinde konuşmak istedim. Ancak sözü parçalara bölerek anlatmaya karar verdim. Böylece daha anlaşılır olacak ne demek istediğim.
”Bilgiye ulaşmak için”
Yeni şeyler öğrenmek…
Bir çoğumuz yeni şeyler öğrenmekten hoşlanıyoruz. Ama bunları nasıl öğreniyoruz? Ön yargılarımız ile mi yoksa doğruyu bulmak için mi? Bir çok insan yeni öğrendiği bir şeyi kendi düşüncelerini kanıtlayıp karşı tarafı ezebilecek herhangi bir sebep bulabilmek için öğreniyor. Ancak bu bilgeliğe giden yok değil, tam aksine cehalete giden yolun ta kendisidir.
Tabi siz benimle aynı şeyi düşünmek zorunda değilsiniz. Ama ben böyle düşünüyorum. Neden böyle düşündüğümü bir örnekle anlatmak istiyorum.
Çok koyu müslüman olan birisini düşünün. Bu kişinin karşısında pagan birisi var ve müslüman olan paganizmin ne demek olduğunu bilmiyor. Ancak buna rağmen yine de onun dini yanlıştır ve kendi dini doğrudur ve onu doğru yola çekmesi gerekiyor. Nedir bu paganizm? Ona göre ha şu cahiliye devrinde olan putperestlik. Tamam. Bu kesinlikle aksi kanıtlanabilecek bir şey. Bu yüzden hemen paganizmin gerçek olmadığını kanıtlayabilmek için paganizmin ne olduğunu öğrenmesi gerek ve karşıdaki kişiye baskı uygulaması lazım çünkü gerçek din kendisininki ve karşıdaki de buna inanmalı. Herkes onun dinine inanmalı ama o kimseye saygı duyamaz. Tüm müslümanlar böylemi? Tabiki değil. Tarihte çok iyi müslümanlar var. Yani başka bir deyişle diyebiliriz ki gerçekten müslüman olanlar ve müslümanlığı takıntıya çevirenler arasındaki fark budur. Gayet iyi ve düzgün bir müslümanın bu dediğim tepki ve ısrarı yapmayacağını biliyorum. Onlara bir şey demiyorum. Benim sözüm işi hastalık derecesine getirenlere.
Evet. Din, toplumumuzun en çok yaptığı yanlış bilgi öğrenme yollarından birisi. Ancak hepsi din üzerine mi? Hayır. Bu yanlışı yapıyor olmasının dinle hiçbir alakası yok. Bu kişisel bir mesele. Şimdi bir de dini olmayan yollardan yanlış bilgi edinme yollarına bakalım.
Şimdi sizden şunu istiyorum. Dünyada en çok nefret ettiğiniz insanı düşünün. Keşke kimse kimseden nefret etmese ancak yine de siz bir düşünün. Bu zamana kadar canınızı en fazla yakmış kişiyi düşünün. Ki söylemek istiyorum ben benim canımı son derece yakmış insanlardan da nefret etmiyorum. Sizde aklınızda bulundurun bunu. Düşünün. Sizin canınızı yaktı ancak size verdiği tek şey acı değildi. Mesela önemli hayat dersleri verdi. Belirli bir derecede ön görüye sahip olmanızı ve tahminlerde bulunabilme gücünüzü geliştirdi. O an o acıyı yaşamış olmasaydınız, şuan olduğunuz kişi olamazdınız. Tabi keşke kimse kimsenin canını yakmasa ama unutmayın ki hayat göreceli bir kavramdır. Boş tarafından bakıp kendinize eziyet etmek yerine dolu tarafından bakıp daha da güçlenin. Neyse, gelelim örneğimize.
Bu en nefret ettiğiniz insan size çok kötü bir şey yaptı. Hayal edin. Canınızı o kadar çok yaktı ki dünyadaki en kötü insanın o olduğuna eminsiniz. Size göre o duygulardan anlamayan, peş para etmez ve hainin teki. Ve siz buna sadece size yapmış olduğu şey yüzünden karar verdiniz. Bu kininizi fark eden bir arkadaşınız size gelip diyor ki ”Onun bunu neden yaptığını hiç düşündün mü?” Hayır tabiki nedenini düşünmediniz çünkü ne olursa olsun bunu yaptığı için o dünyanın en kötü insanı.
Arkadaşınız sizi bu davranışın nedenini öğrenmeniz konusunda ikna etmeye çalışıyor. Ya da kurduğu cümle herhangi bir kuşku duymanıza sebep oldu. Kaçınız bu davranışın arkasındaki gerçeği öğrenmek için sebebini öğrenmeye çalışır? Bilmiyorum. Sanırım 10 kişi zor bulunur. İnsanların geneli bu sorunun cevabını ararken aslında onun gerçekten dünyanın en kötü birisi olduğuna inanmak için geçerli sebepler avına çıkıyor. Böyle insanlara ne sebep gösterirseniz gösterin yine de bunu yaptığınız için dünyanın en kötü insanı olursunuz. Çünkü onların gözünde olaylar gerçek dışıdır. Kendileri için daima geçerli sebepleri vardır. Bir kötülük yaptılar ise bunun sebebi mutlaka vardır. Aslında onlar kötü değildir. Ancak karşıdaki kişi kendilerine bir yanlış yaptıysa asla sebebi olamaz. Yine de dünyanın en kötü insanlarıdır. Bu yüzden, bilgiye ulaşmak sizi her zaman bilgeliğe götürmez. Sizi bilgeliğe götürecek olay o bilgiye nasıl ulaştığınızdır.
”Bilgeliğe ulaşmak için”
Ben çok küçükken bir söz okumuştum ve hala aklımda. Muhtemelen sizinde küçükken çok fazla duyduğunuz bir sözdür.
”Kullanılmayan bilgi boş bilgidir.”
İşte bilgeliğin yolu buradaki seçimimize bağlı. Bilgiye ulaştık. En önemli bilgileri edindik. Peki bunları kullanmazsak eğer öğrenmenin ne anlamı kalır? Bilgi tek başına yeterli bir şey değildir. Bilgeliğe ulaşabilmek için bilgilerinizi kullanmak zorundasınız.
Verdiğim örneklerin devamları ile devam edeceğim. İlk örneğimiz neydi? Pagan ve Müslüman. Evet. Bir Müslüman olarak Paganizm nedir öğrendik. Bunu karşıdakinin inancının yanlış olduğunu ispatlamak için mi öğrendik yoksa gerçekten Paganizm’in ne olduğunu öğrenebilmek için mi öğrendik? Amacımız neydi?
Bilgeliğe ulaşmak isteyen insan sadece kendi doğrularını savunmaktan vazgeçmeli. Ön yargılardan sıyrılmalı. Evet ben buna inanıyorum ancak karşımdaki neye neden inanıyor bir öğreneyim belki haklı olduğu taraflar vardır. Herkes her şeyi bilemez. Dolayısıyla benim her konudaki inancımın doğru olması mümkün değil. Belki birbirimize bir kaç doğru öğretebiliriz. diyebilmeli.
İkinci örneğimizde nefret vardı değil mi? Kin ve nefret. Bilgeliğe ulaşmak isteyen insan kin ve nefretten sıyrılmalı. En azından düşüncesel olarak. Hissel olarak sıyrılmak kolay olmayabilir ama duygularımızın mantığımızı etkilemesine engel olmalıyız. Ne hissediyor olursak olalım yine evrensel bakmayı bilmeliyiz. Birisi bize çok kötü bir şey yaptı evet ve bu canımızı çok yaktı. Ancak bir sakin olalım ve bunun neden meydana geldiğini düşünelim. İnanın bana dünyada öyle durumlarla karşılaşabilirsiniz ki karşınızdaki insanın yaptığı yanlışın en büyük sebebi kendiniz olabilirsiniz. Tabi bu her durumda geçerli değildir. Ancak yine de sakince gerçeği anlamak için öğrenmeye çalışmakta fayda var.
Benim burada anlatmak istediğim en önemli şey her zaman doğruyu yapmanız değil. Siz ön yargılı birisi olmak istiyorsanız bu sizin sorununuz. Baskıcı ve takıntılı birisi olmak istiyorsanız bu yine sizin sorununuz. Ancak ne yaparsanız yapın sadece olmak istediğiniz insan gibi davranın. İnanın başka hiçbir şeyin önemi yok. Kim olmak istediğinizi düşünün ve olmak istediğiniz kişiye uygun davranın. Birisinden nefret ederken nefret ettiğimiz kişiye dönüşmek dünyanın en korkunç şeyi olsa gerek. Düşünsenize, herkes bir gün gidecek ancak siz var olduğunuz sürece kendiniz ile daima olacaksınız. Bu yüzden seçimleriniz daima olmak istediğiniz insana yakışır bir şekilde olmalı.